Tevriye

Lügatte “bir şeyi arkaya atmak, örtmek” demektir. Edebiyatta ise iki veya daha fazla manası olan bir kelimeyi uzak manasını kastederek kullanma sanatına denir. Tevriye’de “manayı gizleme” esas olduğundan bu sanatla söylenmiş sözler, ilk anda okuyan veya dinleyen tarafından kolayca kavranamaz. Arap belâgatçileri tevriyeyi mana sanatlarından saymışlardır. Ancak bizde söz sanatları arasında zikredilir. Tevriyeyi meydana getiren kelimelerin yakın manası müverri-i bih, uzak manası müverri-i anh diye isimlendirilir. Sözü geçen manaların ikisi de hakikî veya mecazî olacağı gibi, biri hakikî diğeri mecazî de olabilir. Tevriye yapılışı ve mana hususiyetlerine göre çeşitlere ayrılır.

            Yapılışlarına göre tevriye çeşitleri:

1. Mücerret (yalın) Tevriye: Uzak veya yakın manalarından hiç biri için açıklama getirilmeyen tevriyelere bu ad verilir. Örnek:

Sordum nigârı didiler ahbâb
Semt-i Vefâ’da doğru yoldadır
(Hüsnî)

Burada “semt-i Vefâ” yârin bulunduğu yeri yakın manası ile; onun sadık ve vefâkâr oluşunu uzak manası ile belirtmektedir. Ayrıca “doğru yoldadır” sözünün yakın manası yine yârin evinin “Vefâ semtinde dosdoğru yol üzerinde” bulunduğuna, uzak manası ise bu sevgilinin “iffet sahibi” olduğuna delâlet ediyor. Şâir vefâ ve doğru yol kelimelerini uzak manası ile kullanarak tevriye yapmış; bu ikisi için bir açıklama getirmemiştir.

2. Müreşşah Tevriye: Müreşşah lügatte “terbiye edilmiş” manasına gelir. Tevriyeyi meydana getiren sözden önce veya sonra yakın manaya ait olarak bir açıklama getirilirse, bu çeşit tevriyelere müreşşah denir. Örnek:

Verdim gönül o gül-rûhun âlına aldanıp
Etmezdi kimse eylediğim rengi ben bana

“al” kelimesinin yakın manası “kırmızı renk”, uzak manası “hile, tuzak” tır. Kendisinden önce “gül-rûh”, sonra ise “renk” açıklamaları bu yakın mana için getirilmekte, ancak yine uzak mana kastedilmektedir.

3. Mübeyyen Tevriye: Tevriyeyi meydana getiren kelimenin uzak manası için bir açıklama getirilirse bu tür tevriye yapılmış olur. Örnek:

Kûyında nâle kim dil-i müştaktan kopar
Bir nağmedir Hicazda uşşâktan kopar
(Nailî-i Kadîm)

Burada tevriyeyi meydana getiren kelimeler “Hicaz” ve “Uşşak”tır. Bunların yakın manaları coğrafi bir yeri, kasaba veya şehri göstermeleridir. (Uşak ilimizin asıl adı Uşşak’tır.) Uzak mana ise bunların aynı zamanda birer klasik Türk musikîsi makamı olmalarıdır. Şâir her iki kelime için uzak manayı kullanmış, onlardan önce “nağme” kelimesi ile bir açıklama getirmiştir.

4. Müheyyî Tevriye: Tevriyeli olan kelimenin önünde veya sonunda bir söz kullanılarak önceden hazırlık yapılırsa, böyle tevriyelere müheyyi (tehiyye edilmiş: hazırlanmış) tevriye adı verilir. Örnek:

Koyup kaldırmada iki de birde
Kazan devrildi söndürdü ocağı
(İzzet Molla)

Burada tevriyeli olan kelime “ocak”tır. Yakın manası, ateşin yakıldığı yer, uzak manası “Yeniçeri Ocağı”dır. Şâir uzak manayı kastetmiş, daha önce “kazan” kelimesini kullanarak müheyyi tevriye yapmıştır.
Eskiler tevriyeyi barındıran kelimenin güzel veya çirkin oluşuna, ahlâkî bakımdan değer vererek onu “nezih” veya “kabih” diye de sınıflandırmışlarıdır. Kaba olanına örnek:

Nice kılsın namazı sûfî kim
Abdestin yerinde yeller eser
(Behiştî)
Burada “yeller eser” ve “abdest yeri” sözlerinde tevriye vardır.
Mehrali Calp

0 Comments:

Yorum Gönder

Deneme